BİZİ TAKİP ET!

Dünya Şampiyonu Milli Okçumuz: Yiğit Caner Aydın

Dünya Şampiyonu Milli Okçumuz: Yiğit Caner Aydın

Sakin, umutlu ve korkusuz! Para Okçuluk branşından başarılı milli sporcumuz Yiğit Caner Aydın ile hikayesini daha yakından öğrenebilmek ve bu ilham verici hikayeyi daha fazla insana ulaştırabilmek için bir röportaj gerçekleştirdik. Daha önce 2 takım dünya şampiyonluğu bulunan sporcumuz, 2022 yılında ülkemize W1 kategorisinde bireysel dünya şampiyonluğu ve çiftler dünya şampiyonluğu kazandırmıştı."





Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Yiğit Caner AYDIN. 1992 yılında babamın memuriyeti sebebiyle Trabzon’da dünyaya geldim. Henüz 3 yaşındayken İstanbul’a taşınmamızla başladı çocukluğum. Henüz çok küçük yaşlarda oyun konsolları, bilgisayar gibi teknolojik cihazlarla tanışmam, tüm merakımı bu alana yönlendirmemi sağladı. Ortaokul ve özellikle lise dönemlerinde yazılıma olan ilgim bu işten maddi getiriler elde etmemi sağlıyordu. Tamamen kendi çabalarımla öğrendiğim yazılım dilleri hayata dair çok büyük hedefler koymamda, hayaller kurmamdaki en büyük etkendi. Hayallerimi yavaş yavaş gerçekleştiriyor, hedeflerime doğru ilerlediğimi hissederken 2010 yılında İstanbul Üniversitesi’ni kazanmıştım. Okulun bilgisayar laboratuvarında da işe kabul edilmiştim. Bu yıllarda sosyal çevremin de gelişmesiyle artık büyük şirketlerde, büyük projelerde çalışıyordum. 2013 senesinde projelerden biri üzerinde çalışırken arkadaşımı üniversitesinde ziyaret ettiğim bir günde okulun dinlenme alanında başımın üzerine devrilen bir masayla hayatım bambaşka bir yolculuğa çıkardı beni. Başıma aldığım darbeyle 6. seviyeden boyun omurum kırıldı. Kırılan kemik omurilik felci geçirmeme sebep olmuş, ellerimin ve göğsümün altından itibaren tüm bedenimin kontrolünü kaybetmiştim. Ameliyata girmeden önce doktorların %20’lik bir yaşam ihtimali verdiğini ve tekerlekli sandalyeye oturabilmemin bile bir mucize olabileceğini çok sonradan öğrendim… Ama benim için hayat, bize tek seferlik bahşedilen bir olguydu. Hayatta başımıza iyi şeyler gelebildiği gibi kötü şeyler de gelebiliyordu. 6 gün kaldığım yoğun bakım sürecinde günlerce tavanı seyrederken bunları fazlasıyla düşünme fırsatım oldu. Ve bence başıma gelen bu olay bir tesadüf değil, kaderin bir parçasıydı. Çünkü bu hayatta herkesin bir misyonu, diğer insanlara vermesi gereken bir mesaj vardı. Benimki de buydu. Önümde 2 yol vardı ve kendime şu soruyu sordum: ‘’Yaşadığın bu olaydan sonra insanlar seni gördüğünde sana acıyarak bakıp kendi sahip olduklarına şükür mü edecekler yoksa verdiğin mücadeleyle, yaptıklarınla ve başardıklarınla insanlara ilham mı olacaksın?’’ Hastane odasına çıktığımda fizik tedaviye bile inebilmem için 4 kişinin yardımıyla taşınarak bir koltuğa oturtuluyordum. 8 ay yattığım hastane odasından çıkarken tekerlekli sandalyeye oturabilmeyi başarmıştım. Aslında hayatım da tam olarak hastaneden çıkmamla başlıyordu.

Spora nasıl başladınız?

Yıllar süren fizik tedavi seanslarının ardından 2016 yılının başında babam eve dönüşümüz sırasında iş yerinde milli okçu Naci Yenier ile tanıştığını, onun bana da bu sporu tavsiye ettiğini söylemişti. Kısa bir zaman sonra onun yanına gitmiş ve atışlarını seyretmiştim. Uzaktan seyrederken çok kolay görünen bir spor olsa da merak edip atış yaptığı yayı tutmaya kalkmamla tekerlekli sandalyeden devrilmem bunun böyle olmadığını göstermişti. Ama o gün kendime bir hedef koydum ve bir hayal kurdum. Bir gün ben de o yayı elime alacak ve 50 metre mesafedeki o hedeflere atış yapacaktım. Kurulan her hayalin elbette bedelleri var. O zamanlar henüz tekerlekli sandalyemi bile kendi başıma kullanamıyordum. 6 ay boyunca kulübe giderek, ellerimi ve kollarımı güçlendirebilmek için sadece lastik çekerek antrenman yaptım. Artık yayı çekebilecek güce kavuştuğumda ise yaptığım antrenmanların hedeflerim için yeterli olmadığını fark etmiş ve yeni yollar aramaya başlamıştım. Okçuluk çok pahalı bir spor. Bunun yanında tekerlekli sandalyenin de iyi olması gerekiyor ve bu da oldukça maliyetli. Hedeflerime ulaşabilmek için hepsini iyileştirmek zorundaydım. Kaza öncesi biriktirdiğim parayla birlikte çevremden de borç alıp sandalye ve 2. el bir yay almıştım. Daha çok antrenman yapabilmek için de evimin bodrumundaki otoparkta bir alan oluşturdum. Tüm paramı harcayınca bu alana televizyon kutusundan, koltuk minderinden ve kauçuktan yaptığım bir hedef koyarak antrenmanlara başladım. Annemin de yardımıyla günlük 5-6 saatlik antrenmanlar yapıyordum.



‘’Evet, ben bu konuda iyiyim ve hayatımı şekillendirebilir’’ dediğiniz an nedir?

Okçulukla tanıştığım andan beri, hatta daha ok atamadığım günlerde bile bu işin zirvesine çıkabilirim, her okumu 10’dan vurabilirim diye hayal kuruyordum. Ancak aylar boyunca değil 10’dan vurmak, hedefi tutturmak, karavana atmamak bile benim için mucize gibiydi. Ama hep bu inançla atış yapmaya çalıştım. Otoparkta teknik antrenmanlar yaparken hep final sahasında yapacağım atışların hayalini kurdum. Yoğun çalışmalarımın ardından 2017 yılı Mayıs ayında Milli Takım Gelişim Kampı’na davet edilmiştim. Burada hocalarımın desteğiyle iyi atışlar yapmaya başlamıştım ve oklarım artık merkezi bulmaya başlamıştı. Öyle bir an geldi ki tüm oklarım sarıda toplanmıştı. Hayalim gerçek olmuştu. İşte o anın zihnimde fotoğrafını çektim ve bu sporda iyiyim, artık bunu hep tekrar edebilirim ve zirveye ulaşabilirim demiştim.

Olumsuzluklar karşısında nasıl tekrar mücadeleci ruhunuzu kazandınız?

Olumsuzluklar hayatın her döneminde karşımıza çıkabilecek şeyler. Bazen çok büyük şeylerle karşılaşırız ve içinden çıkamayacakmış gibi hissederiz. Ama iyi şeyleri sahiplendiğimiz gibi kötü şeyleri de sahiplenip, bunlar benim hayatımın tamamını oluşturuyor dediğimizde çok büyük bir farkındalığa sahip oluyoruz. Benim hikayem henüz yoğun bakım yatağında başlamıştı. O günden itibaren, ben yola devam edeceğim, insanlara bir kez verilen bu yaşam tecrübesini ne olursa olsun deneyimleyeceğim dememle mücadeleye dönüştü. İnsanlara anlatacak bir hikaye yazma motivasyonuyla en kötü hissettiğim anlarda bile yeniden gücümü topladım.

Hayatınızı değiştiren bir söz, olay, film veya kitap var mı ?
Hayat yolculuğumda beni gerçekten çok motive eden bir söz var. O da şu: “Hayatın %10’u sana ne olduğudur, %90’ı ise ona nasıl tepki verdiğindir.”

Kendi branşınızı sporcu olmak isteyen birine tavsiye eder misiniz neden?

Okçuluk fiziksel dayanıklılıktan daha çok mental dayanıklılık gerektiren bir spor. Sahada sonuna kadar savaşmak, aslında rakiple değil kendinle yarışmak bu işin en zor kısmı. Bu özelliklere sahip olduğunu düşünenlere bu sporu tavsiye ederim. Ben bir spora başlamadan önce o sporun gerektirdiği
Karakteristik özellikleri araştırmanın ve buna göre spora başlamanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

Ulusal ve uluslararası başarılarınız nelerdir?

ULUSAL DERECELER
Türkiye Şampiyonası
2 x Bireysel Türkiye Şampiyonluğu (2021-2022)
1 x Mix Takım Şampiyonluğu (2022)
1 x Çiftler Şampiyonluğu (2022)
1 x Gümüş Madalya (2019)
4 x Bronz Madalya (2016-2017-2018-2022)

ULUSLARARASI DERECELER
1 x Bireysel Dünya Şampiyonluğu (2022)
3 x Takım Dünya Şampiyonluğu (2017-2019-2022)
3 x Takım Dünya Rekoru (2017-2022)
1 x Bireysel Avrupa Şampiyonası Gümüş Madalya (2022)
1 x Bireysel İslami Dayanışma Oyunları Şampiyonluğu (2022)
1 x Takım Avrupa Şampiyonluğu (2022)
1 x Avrupa Kupası Bireysel Şampiyonluğu (2019)
2 x Avrupa Kupası Takım Şampiyonluğu (2018-2019)
1 x Dünya Sıralaması Turnuvası Şampiyonluğu (2021)
1 x Dünya Sıralaması Turnuvası Gümüş Madalya (2021)


Duyurular

AMPUTE FUTBOL GÜNCEL KART ÇİZELGESİ

Ampute Futbol Süper Lig 11. Hafta, 1. Lig 9. Hafta, 2. Lig 3. Hafta sonunda oluşan güncel Ceza Tahtası ve Kart Çizelgesi aşağıdaki gibidir.

 

Ampute Futbol Süper Lig 11. Hafta, 1. Lig 9. Hafta, 2. Lig 3. Hafta

 

 

 

 

OKUMAYA DEVAM ET

Duyurular

Okan Üniversitesi yılın Spor Ödüllerinde Ampute Futbol Milli Takımı’mıza Onur Ödülü

 

Okan üniversitesi yılın Spor Ödüllerinde Ampute Futbol Milli Takımımız Onur Ödülü aldı. Törene Federasyon Yönetim kurulu üyesi başkanımız Musa Tahsin Doğan, Antrenörümüz İsmail Temiz, Sporcularımız Barış Telli, Serkan Dereli ve Fuat Taştan katıldı.

Türk sporuna ve engelli sporlarına önemli katkılarda bulunan, federasyonumuzun gelişimine büyük destek sağlayan Bitexen Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda Federasyonumuz Yönetim Kurulu üyesi başkanımız Musa Tahsin Doğan’ın  konuşmasında, Okan Üniversitesi tarafından her yıl düzenlenen bu prestijli Spor Ödülleri’nde Ampute Futbol Milli Takımımıza “Onur Ödülü”nün layık görülmesinden büyük onur ve gurur duyuyoruz. Bu kıymetli ödül için üniversite yönetimine, emeği geçen herkese ve bizleri destekleyen tüm spor severlere içtenlikle teşekkür ederiz.

Bizler, Avrupa ve Dünya şampiyonu bir takım olarak sahada sadece zaferler kazanmak için değil, aynı zamanda azmin, mücadelenin ve asla pes etmemenin en güçlü temsilcileri olmak için varız. Türkiye’yi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etmek, genç sporcularımıza ilham vermek ve engellerin sadece zihinlerde olduğuna dair güçlü bir mesaj vermek en büyük motivasyon kaynağımızdır.

Bu ödül, sadece bugüne kadar elde ettiğimiz başarıların bir nişanı değil, aynı zamanda gelecekteki hedeflerimiz için daha da büyük bir sorumluluk almamız gerektiğinin bir göstergesidir. Desteklerinizle, Türkiye’yi ve Ampute Futbolunu daha da yukarılara taşımaya devam edeceğiz.

Bu anlamlı ödül için tekrar teşekkür ediyor, tüm sporculara ve spor camiasına başarılar diliyoruz.

OKUMAYA DEVAM ET

Duyurular

2. LİG 4. HAFTA HAKEM VE GÖZLEMCİ ATAMALARI

2. LİG 4. HAFTA HAKEM VE GÖZLEMCİ ATAMALARI AŞAĞIDADIR.

 

 

2.LİG 4.HAFTA ATAMALAR

 

OKUMAYA DEVAM ET

Çok Okunanlar

Copyright © 2022 Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu

P